|
|
|
 |
Yenilenmiş Sitemize Hoşgeldiniz |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
 |
Hiçbirşey olmadı. Prenses uyandıktan sonra şaşkın bir suret ile etrafına baktı ve hemen ardından koşa koşa bana doğru geldi ve boynuma sarıldı. "Teşekkür ederim! Teşekkür ederim! Teşekkür ederim!" dedi arka arkaya. Ben de "Önemli değil! Önemli değil!" dedim tekrar tekrar hemen boynumdan insin diye. Prensesi hızlıca boynumdan indirdim. Hükümdar da bana dönüp "Hadi hemen eğitime başlayalım" dercesine bir hareket yaptı. Ben de ve aynı zamanda ben ile birlikte Prenses de kafasını sallayıp onayladı. Biz eğitime sakin ve kafamız arınmışçasına gidiyorduk.Yıkılmış Telekinezi Mağarası'nın yerinin üstünde yapmıştık eğitimimizi. Çünkü Hükümdar mağarada bir yücelik olduğu için onun üstünde eğitim alırsak üzerimize yücelik gelirmiş. Öyle demişti."İyi peki öyle olsun madem" dedim.Ama biraz korkuyordum. Çünkü tekrardan başıma bir talihsizlik gelebilirdi.Ne de olsa ben bahtsız ve şanssız biriydim.O yıkık ve harabe yapıtaşının tepesine çıktık. Hemen yıkalacağına benziyordu.Bağdaşımızı kurduk ve Hükümdar'ın dediklerini yapmaya başladık.Hükümdar'ın verdiği eğitimi bana birini hatırlatıyordu. Üstat'ı. Tekrar aklıma geldi. Ne özlemiştim ama.Her aklıma gelişinde konsantrem bozulurdu ve bir şey yapamazdım ve yine aynı şey oldu. Hükümdar'dan küçük bir özür diledikten sonra eğitime devam ettik. Oturduğum yer titriyordu. Ama burada yüceliğin beni koruyup havada tutacağını sanmıştım ama sallanan yer kırıldı ve ben direkt olsrak aşağıya suyun içine düştüm."Lanet olsun!" diye bağırdım. Bıkmıştım bu şanssızlıktan. Suyu ellerim ile dövmeye ve üzerine vurmaya başladım. Yine ''Lanet olsun!'' diye bağırdım. Bu kadar bahtsızlık olmazdı.Prenses düştüğüme çok endişelenmişti ve endişesinden bayılcaktı resmen.Ama şuan onu hiç çekecek halde değildim.Zaten bir bayıldı mı tüm evren yıkılıyordu sanki.Hükümdar ve Bilge bana "Tamam sakin ol seni kurtaracağız!" gibi şeyler söylüyordu.Gözlerimi devirerek umutsuzca beklemeye başladım.Hükümdar bana şöyle bir açıklama yaptı.Eğer o delikten 5 saat boyunca çıkmazsam bu harabenin koruyucusu ejderha geliyor ve oradaki kişiye ateş üfleyip öldürüyormuş.Of! Yine mi bir macera? Kafayı yiyeceğim şimdi.Bilge sonra onun üzerine bir şey ekledi "Ve bizim eğitimimiz 4 saat 59 dakika sürüyor. Yani eğitime şimdi hemen başlamalıyız ve bitirmeliyiz. Seni kurtaramıyoruz çünkü çok derindesin sen eğitimin sonunda Büyük Telekinezi ile oradan kaçacaksın. Tamam." dedi.Ben tekrardan gözlerimi devirerek onu onayladım.Hükümdar ve Bilge hazırlıkları yaptı ve sonra Hükümdar bana bir açıklama daha yaptı."Ejderha sana 10 dakika kadar süre verir oradan çıkmazsan 5 saatlik ölüm süresini başlatır ve çıkmazsan ölürsün" dedi.Aman! Çok sağol, çok rahatladım."Hadi o zaman hemen başlayalım ölmek istemiyorum" dedim ve Prenses de hemen sonra "Evet başlayalım" dedi. Eğitime başladıktan 4 saat 59 dakika sonra havalanmaya başladım.Gitgide yükseliyordum yavaş yavaş ama temkinlice.5.saate girmeye saniyeler kala koruyucu ejderhanın sesini duydum ve konsantrem bozuldu hareket etme kabiliyetimi kullanamıyordum.Koruyucu ejderha gürültüler çıkarta çıkarta bana yaklaşıyordu.Öyle bir yaklaşma ki korkudan elim ayağım birbirine dolandı.Hükümdar ve Şeker Prensesi farketmediğimi sanmış olacaklar ki Hükümdar "Youcrest!" Prenses de "Hayır!" diye bağırıyordu.Bilge ise gözlerini kapatmış ve bir şeyler düşünüyordu.Hâla ne yapıyorlardı? Sinirimden tekrardan tepeme çıktı.Kimse bir şey yapmıyordu ve şuan ölmek üzereydim. "Biriniz bir şey yapın!" diye bağırdım sitemkâr bir şekilde.Bilge de en sonunda ağzını açtı ve kontrollü bir şekilde "Eğitimi hatırla! Kendini bir ateş topu kalkanı oluşturma aşamasını." dedi.Aklımda hareket edebildiğimi canlandırdım ve hareket etmeye başladım. Evet, sahiden hareket edebiliyordum.Belirli bir alanda ve belirli bir yükseklikte aşağıya inemiyordum. "ACELE ET!" diye bağırdı 3'ü birden. Ben bu kadar değerli miydim?Çünkü Dünya'da değerim beş para etmezdi. Hareketleri, ayak hareketlerini, el hareketlerini, hepsini teker teker yaptıktan sonra etrafımda ateş kalkanının yavaş yavaş oluşmaya başladığını hissettim. Çünkü bana sıcak basıyordu.Sonra koruyucu ejderhanın gürültüsü iyice arttı ve bana yaklaşmaya başladı.Tam olarak korkmuştum ve zangır zangır titriyordum. En sonunda sakinleştim ve kalkanımı hemen açtım.Koruyucu ejderha benim ağzıma aldı ve yuttu. Sonra yerinde çırpınmaya başladı. Çünkü ben sıcaktım.Ardından hemen beni tükürdü ve acı ile oradan ayrıldı.Biraz acıdığım söylenebilir ama onun bana acıdığını hiç sanmıyorum. İçinden çıktıktan sonra kalkanım hemen eridi.Hükümdar, Bilge ve Şeker Prensesi sevinçle bağırdı. Özellikle Şeker Prensesi. Sanırsam Prenses bana aşıktı ve bu duygularını açıkça gösteriyordu.Bilge sonra bir kere duruldu ve konuşmaya başladı "Koruyucu ejderha kaçtıysa yine geri gelecektir hem de daha güçlü. Bu yüzden hazırlanmalıyız." dedi.Ha! Bir de bu çıkmıştı başımıza. Ben atalarımda böyle bir şey yaşayan asla duymadım.Ve atalarımda öyle bir yaşayan tek bendim. Evet, ben Youcrest. Evet, kurtulmuştum ve bu benim için harika bir şeydi. Ama artık bu şeker ülkeden gitmek istiyorum.Ejderha ve yardımcılarıyla onlar uğraşsın. Gerisi benim umurumda değil."Ben artık gitmek istiyorum" dedim ortaya konuşarak.Bilge "Gidemezsin Youcrest!" dedi.Gidemem mi? Öyle bir giderim ki... Kimse beni tutamaz."Gidebilirim Bilge, Yüce Telekinezi kitabını bana verin ben gidip uzaylıları kurtarayım. Yok bu çok kötü sonuçlar doğuracak bundan emin olabilirsiniz." dedim.Bilge düşündükten sonra "Doğru, al bunu git" dedi.Ben "Çok doğru bir şey yaptın dostum! Geri dönemezsem sana minnetarım." dedim. Karşılığında "Ben de sana dostum!" cevabını aldım.//Telekinezi kitabını almış uzayda süzülüyordum. Ama yapmam gereken ilk önce Uranüs'ten...Hayır! Kıyafetlerimi Şeker Ülke'de unuttum. Of! Şimdi geri dön! Al! Et!Ya da... Bu düşüncelerden sonra Şeker Ülke'ye düşenşeker bir meteoru gördüm.Hemen hızlıca onun üzerine bindim ve Şeker Ülke'ye doğru yönelmeye başladım. Şeker Meteor hâla sıcaktı.Ve karnımı yakıyordu. Bu yüzden hemen orada olmalıydım. Şeker Ülke'ye ulaştığımda hemen Bilge, Prenses ve Hükümdar'ın yanına koştum ve astronot kıyaftlerimi istedim.Onları aldıktan sonra merkezin roketini beklemeye başladım.//Roket geldikten sonra gizlice bindim ve Dünya'ya doğru yönelmeye başladık.Geldiğimizde dudağımı ısırarak fark edilmemeyi diledim.Umduğum bulmuştum zaten. Ama bu müze, hangi müzeydi?Tahminime göre 'Uzaylılar' ilk defa bulunduğundan dolayı her tarafa ilan asılmıştır diye düşündüm.Etrafı bir süre kolaçan ettikten sonra ilanları gördüm bu müze "Fransa İlginç Şeyler Müzesiydi" ve Paris'teydi.Mükemmel. Hemen yola koyuldum yanımda 5 kuruş para yoktu ve babamın çok yakın tanıdıklarından beni oraya bırakmalarını istedim.Çoğu beni görünce ayni tepkiyi verdi "Tabi ki küçük astronot bey babasının yolundan gidiyor vallahi."Küçük Astronot Bey mi? Ne küçüğü? Ben bunlara yumruğumu yapıştırmak istiyorum ama hem babamın hatrına hem de ona ihtiyacım olduğundan ses etmedim.//Bir süre sonra beni müzenin kapısının önüne indirdikten sonra onlara teşekkür ettim ve onlara borcum olduğunu söyledim.Evet, oradaydım. Fransa İlginç Şeyler Müzesi Paris'te. İçeriye girdiğimde boş boş dolaşmaya başladım.Şimdi bu saatte, bu kadar insanın arasında onları nasıl kurtaracaktım?Sahiden nasıl?Nasıl? Nasıl? Nasıl?Aha. Shot. Eğitim.Tabi ya eğitimde zamanı ilerletme bölümü vardı.Hemen yere bağdaş kurdum ve başladım. Ama bir sorun vardı. Kumandan karşıda bizim üs birlikleriyle birlikte yakaladıkları uzaylıları tanıtıyorlardı.Uzaylılardan biri beni görünce yüzüne bir umut geldi ve gülümseyerek cama vurmaya başladı.Ben 'Sus!' işareti yaparak onun hareketini kestim.Ben meditasyonuma başlamışken kumandan beni gördü ve bana doğru koşmaya başladı ve aynı zamanda "Youcrest!" diye bağırıyordu.Ben eğitimin son hareketini yapınca zaman başladı ilerlemeye ve müzenin kapanacağı saate ayaralayacaktım bu ilerlemeyi.13 Saat Sonra...(Youcrest için 10 saniye)Bütün her yer kapandı ve ben müzenin içinde kaldım. Uzaylıların olduğu kapanı lazerler ile korunuyordu.Şanslı olmalıyım ki lazerler kapatan düğme benim olduğum taraftı kapattım ve uzaylıların olduğu kapana sert ve sağlam bir tekme attım.Cam kırıldı ve ben uzaylıları alıp kaçtım. Tam çıkarmıştım ki... Lazerin düğmesine iyi basmamışım ve bu yüzden lazerler yine açıldı tam ortada kaldık.Deysek yanacaktık. Lazerlerin arasında parmak ucunda duruyordum ve düşmek üzereydim. Uzaylılarda yerinden kıpırdayamıyorlardı. Çünkü lazerler çok fazla ve yoğundu. Tek bir hareketimizde bile bizi yakabilirlerdi. İşte bu kötüydü.Parmak ucunda dayanamadım ve düşmek üzereydim. Gözlerimi kapattım ve yanacak ve öleceğim gözümden bir gözyaşı aktı.Tam düşmüştüm ki yere çakıldım. Ne oldu yani yanmadım mı?Kafamı kaldırıp düğmenin olduğu yere baktım. Bilge'yi gördüm ''Bilge'' dedim mutlulukla ''Nereden tahmin ettin?''''Sana güvenemeyeceğimi biliyordum'' dedi sırıtarak. O arada uzaylılar Bilge'ye sarılıyordu. Bilge elini uzatarak beni yerden kaldırdı ve onlar Uranüs'e gittiler ben ise üse.Çünkü roketi beklemem gerekiyordu. Tekrar bir kaç hafta önce kaldığım pansiyona gittim ve orada kaldım. Çünkü bu pansiyon üsü tam görüyordu. SABAH...Kalktım, hazırlandım ve üse doğru gittim. Şansım varmış ki rokete yetiştim. Bindikten sonra gizlice indim ve Uranüs'e yöneldim.Uranüs'e geldiğimde sadece Şeker Prensesi vardı. Neden burada olduğunu sordum. O da bana bir açıklama yaptı. ''Tüm uzaylılar Şeker Ülke'de ben de buraya sana bir şey söylemeye geldim'' dedi.''Nedir?'' dedim o da ''Youcrest ben seni seviyorum'' dedi ve ben o anda bayıldım ama havada uçuyordum.. |
|
 |
|
|
|
|